Ecrimisil Davaları

TURKEY

8/5/20257 min oku

grass field
grass field

Ecrimisil davası, bir taşınmazı sahibinin izni olmadan kullanan kişiden tazminat talep etmek amacıyla açılır. Bu tür tazminat davalarında, genel kurallardan farklı olarak, zararın varlığı şart değildir. Zarar oluşmasa bile, haksız işgalin tespiti durumunda tazminat ödenmesine karar verilebilir.

Ecrimisil Ne Anlama Gelir?

Ecrimisil; bir taşınmazın, mal sahibiyle herhangi bir sözleşme olmaksızın ya da onun rızası dışında kullanılması anlamına gelir. Bu durum, işgalciye karşılıksız fayda sağlar. Malik, mülkiyet hakkını ihlal eden bu duruma karşı mahkemeye başvurarak müdahalenin sona erdirilmesini talep edebilir. Mahkeme, tarafların iddia ve savunmalarını değerlendirerek malikin gerçekten mülkiyet hakkına sahip olup olmadığını, haksız bir işgalin varlığını ve varsa bu işgal nedeniyle ödenmesi gereken tazminat miktarını belirler.

Hukuki olarak ecrimisil, haksız işgal nedeniyle geçmişe dönük olarak ödenmesi gereken tazminattır. Bu tür durumlarda, taşınmazın gerçek sahibi, haksız işgalciye karşı ecrimisil davası açarak mahkemeden hem işgalin tespitini hem de tazminat ödenmesini talep eder. Bu tür alacaklar için genel olarak 5 yıllık bir zamanaşımı süresi uygulanır. Ancak zamanla, Yargıtay kararları ve uygulamalar bu konuda farklılık göstermiştir. Günümüzde bu konu, genel zamanaşımı hükümleri çerçevesinde değerlendirilir.

Hukuk sisteminde temel kural, iyi niyetin varlığıdır. İyi niyetin bulunmadığını iddia eden taraf bu durumu ispatlamalıdır. Ayrıca, gerekli özenin gösterilmediği durumlarda iyi niyet savunması yapılamaz. Ecrimisil davasında haksız işgal iddiasında bulunan kişi bu durumu ispatla yükümlüdür.

Hakkında haksız işgal iddiası bulunan kişi de, bu iddianın doğru olmadığını öne sürüyorsa, bunu ispatlamalıdır. İspat, belirli bir şekle bağlı değildir. Haksız işgal, haklı ve geçerli bir neden olmaksızın yapılan her türlü kullanım anlamına gelir. Örneğin, kullanılmayan bir dairenin mal sahibinin izni olmadan kiraya verilmesi veya hissedarlardan birinin, diğerinin payı üzerinden izinsiz yol geçirmesi haksız işgale örnektir. Ecrimisil davaları; geçit hakkı davaları, el atmanın önlenmesi (müdahalenin men’i) ve izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) gibi davalarla da yakından ilişkilidir.

Ecrimisil Davası Nasıl Açılır?

Ecrimisil davası açmak isteyen kişi, öncelikle işgal edilen taşınmaz üzerinde hak sahibi olduğunu ispat etmelidir. Bu ispat genellikle tapu kaydı ile yapılır ve yeterlidir. Eğer davacı intifa hakkı sahibiyse, bu hak da tapuya tescilli olduğundan sadece tapu siciliyle ispat edilebilir. Bu davada, klasik haksız fiil davalarının aksine, zararın meydana gelmiş olması şart değildir. Aynı şekilde, işgalcinin kusurlu olup olmadığı da önem taşımaz. Malik (veya hak sahibi), taşınmazı haksız yere kullanan kişiden, herhangi bir zarara uğramamış olsa bile tazminat talep edebilir. Bu talebin dayanağı, taşınmazın izinsiz ve hukuka aykırı şekilde kullanılmış olmasıdır.

Talep edilecek tazminat, taşınmazın konumu, niteliği ve özellikleri dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Eğer taşınmazın haksız kullanımı mal sahibinin gelir elde etmesini engellemişse, bu durum da dava dilekçesinde açıkça belirtilmelidir. Her durumda belirlenecek tazminat miktarı, benzer taşınmazlar üzerinden yapılacak emsal kira araştırmasına göre saptanmalı ve hiçbir şekilde kira bedelinden düşük olmamalıdır. Davacı, dava dilekçesine mülkiyet ya da intifa hakkını gösteren belgeleri eklemelidir. Eğer bu belgeler elinde yoksa, mahkemeden ilgili kurumlara yazı yazılarak belgelerin dosyaya getirilmesini talep etmelidir. Ayrıca haksız işgali ispat etme yükümlülüğü de davacıya aittir.

Davacı, karşı tarafın taşınmazı haksız şekilde kullandığını kanıtlamalıdır. Örneğin, taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi bulunmamalıdır. Ancak kiracı, sözleşmede belirtilenden daha fazla bir alanı kullanıyorsa, bu durumda da haksız işgal söz konusu olabilir. Zararın belirlenmesinde ise, taşınmazın kullanımından kaynaklı yıpranma durumu, davalının bu kullanım sayesinde elde ettiği kazançlar ve taşınmazın kullanım süresi gibi kriterler dikkate alınır. Bu unsurlar toplanarak tazminat miktarı belirlenir.

Davacı, bu detayları dava dilekçesinde belirtmeli, mahkemeden bilirkişi incelemesi yapılmasını ve keşif talep etmelidir. Zararın dava açıldığı anda net olarak hesaplanamaması durumunda (ki bu sıkça görülür), talep belirsiz alacak olarak sunulmalıdır. Dava sürecinde bilirkişi incelemesi ile zarar netleştikçe, dava bu tespit edilen miktar üzerinden ilerleyecektir. Davacının başta sadece zararının küçük bir kısmını talep etmesi, hak kayıplarının önüne geçmek açısından önemlidir.

Ecrimisil Davası Ne Kadar Sürer?

Duruşmaların çeşitli sebeplerle ertelenmesi, keşif işleminin gerçekleştirilememesi, bilirkişi raporunun zamanında dosyaya sunulmaması gibi durumlar yargılama sürecini uzatabileceğinden, bu tür aksaklıkların önüne geçilmesi önemlidir. Ancak olağan koşullarda bir ecrimisil davasının ortalama olarak 2 yıl içinde sonuçlandığı söylenebilir.

Ecrimisil Davası Hangi Şartlarda Açılabilir?

Ecrimisil davası açılabilmesi için öncelikle ortada haksız bir işgalin bulunması gerekir. Bununla birlikte, hak sahibinin bir zarara uğramış olması da gerekir. Bu zarar, yalnızca taşınmazın kullanımından kaynaklanabileceği gibi, taşınmazın değer kaybına uğraması ya da elde edilmesi beklenen kazancın kaybı şeklinde de olabilir. Bunlara ek olarak, zararın işgal nedeniyle meydana gelmiş olması şarttır; yani zarar ile haksız kullanım arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır. İşgalle ilgisi olmayan ya da işgalden kaynaklanmayan zararlar için ecrimisil talep edilemez.
İşgalin haksız kabul edilebilmesi için, işgalcinin kötü niyetli olması gerekir. Yani kişi, işgal ettiği taşınmaz üzerinde bir hakkı olmadığını bilmeli ya da bilebilecek durumda olmalıdır.
Örneğin, kendisine ait olmadığını bilmesine rağmen komşu parsele gecekondu inşa eden kişi ya da kira süresi dolduğu hâlde taşınmazı terk etmeyen kiracı kötü niyetli sayılır ve haksız işgalci olarak değerlendirilir.

Tüm bu koşulların yanı sıra, zamanaşımı süresine de dikkat edilmelidir. Ecrimisil, doğrudan yasada tanımlanmış bir kurum olmayıp yargı kararlarıyla şekillenmiştir. Bu nedenle, hangi hükümlere tabi olduğu geçmişte farklı değerlendirmelere konu olmuştur. Bazı dönemlerde kira sözleşmesi, haksız fiil ya da sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanmıştır.

Ecrimisil, günümüzde bir tür haksız fiil olarak kabul edilse de, klasik haksız fiil davalarından farklı olarak 5 yıllık bir zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre, haksız kullanıma neden olan fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ancak önemli bir husus da şudur ki; eğer haksız kullanım hâlen devam ediyorsa, zamanaşımının işlemediği kabul edilir.

Ecrimisil Davası Görevli Mahkeme

Kanunda aksi belirtilmediği sürece taşınmazlara ilişkin davalar asliye hukuk mahkemesinde görülür. El atmanın önlenmesi, önalım (şufa) hakkı ya da tapu iptal ve tescil davalarında olduğu gibi, ecrimisil davaları için de özel bir düzenleme bulunmadığından bu davalarda görevli mahkeme yine asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın yer aldığı yer mahkemesidir.

Ecrimisil Davasında İhtar Şartı

Ecrimisil davası açmadan önce davalıya ihtar gönderilmesi zorunlu değildir. Hak sahibi, öncesinde ihtar göndermemiş olsa bile doğrudan dava açabilir. Uygulamada ise ihtar gönderilmesinin nedeni, davalının temerrüde düşmesini sağlamak ve böylece faizin dava tarihinden değil, ihtar tarihinden itibaren işletilmesini sağlamaktır.
İhtar yapılmamış olması davanın reddine yol açmaz. Davacı, ihtar olmadan da ecrimisil talebinde bulunabilir. İhtar zorunlu olmadığından, yazılı olması da şart değildir. Sözlü veya davranışla yapılan bir ihtar da geçerli kabul edilir, yeter ki bu durum kanıtlanabilsin. İspat için özel bir şekil aranmamakta olup tanık beyanları ya da yemin gibi yollarla ispat mümkün olabilir.

Mirasçılar Arasında Ecrimisil Davası

Genel anlamda ihtar şartı aranmazken, miras yoluyla intikal eden ve paylı ya da elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlar açısından durum farklıdır. Bu tür mülkiyetlerde, intifadan men adı verilen koşul gereği ihtar zorunludur.
Mirasçılar arasında paylaşılamamış mallar bazı mirasçılar tarafından kullanılıyor olabilir. Diğer mirasçılar, bu kullanımı sonlandırmak ve ecrimisil talebinde bulunmak istiyorlarsa, öncesinde ihtar göndermeli ya da el atmanın önlenmesi davası açmalıdır. Bu iki yöntemden biri uygulandığında intifadan men koşulu sağlanmış olur.
Yazılı ihtarname zorunlu değildir; daha sonra ispatlanabilen her türlü ihtar geçerlidir. Taraflar arasında daha önceden açılmış bir izale-i şüyu davası ya da tapu iptal ve tescil davası bulunuyorsa, bu davalar da ihtar yerine geçer ve ayrıca intifadan men şartı aranmaz.

Uygulamada, ecrimisil davaları mirasçılar arasında oldukça yaygındır. Örneğin, miras kalan bir tarlanın diğer mirasçıların rızası olmaksızın ekilip biçilmesi ya da ortak miras kalan bir evin kardeşlerden biri tarafından izinsiz şekilde kiraya verilmesi bu duruma örnek gösterilebilir.
Diyelim ki iki kardeşe, annelerinden bahçeli iki katlı bir ev miras kalmıştır ve kardeşlerden biri uzun süredir evin bir dairesinde oturmakta, diğer daireyi ise kiraya vermektedir. Bu durumda, diğer kardeş kiraya verilen daire için doğrudan ecrimisil isteyebilir. Ancak oturulan daire için önce intifadan men şartını yerine getirmeli; bu koşulu sağladıktan sonraki dönem için ecrimisil talep edebilir. Mahkeme de bu koşulun gerçekleştiği tarihten dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisile hükmedecektir.

İntifadan men şartı yerine getirilmeden açılan ecrimisil davasında davalı, “Davacı isterse o da kullanabilirdi” şeklinde bir savunma yaparsa ve bunu kanıtlayabilirse dava reddedilir. Buna karşılık davacı, taşınmazı kullanmak için geçmişte girişimde bulunduğunu ve bu talebini davalıya ilettiğini ispatlamak zorundadır.